A - I n f o s

a multi-lingual news service by, for, and about anarchists **
News in all languages
Last 40 posts (Homepage) Last two weeks' posts Our archives of old posts

The last 100 posts, according to language
Greek_ 中文 Chinese_ Castellano_ Catalan_ Deutsch_ Nederlands_ English_ Français_ Italiano_ Polski_ Português_ Russkyi_ Suomi_ Svenska_ Türkçe_ _The.Supplement

The First Few Lines of The Last 10 posts in:
Castellano_ Deutsch_ Nederlands_ English_ Français_ Italiano_ Polski_ Português_ Russkyi_ Suomi_ Svenska_ Türkçe_
First few lines of all posts of last 24 hours | of past 30 days | of 2002 | of 2003 | of 2004 | of 2005 | of 2006 | of 2007 | of 2008 | of 2009 | of 2010 | of 2011 | of 2012 | of 2013 | of 2014 | of 2015 | of 2016 | of 2017 | of 2018 | of 2019 | of 2020 | of 2021 | of 2022 | of 2023 | of 2024 | of 2025

Syndication Of A-Infos - including RDF - How to Syndicate A-Infos
Subscribe to the a-infos newsgroups

(tr) Italy, FDCA, Cantiere #35 - Yirminci yüzyıl tarihinde totalitarizm: Gunther Anders'i okumak - Roberto Manfredini (ca, de, en, it, pt)[makine çevirisi]

Date Tue, 1 Jul 2025 07:16:50 +0300


Gunther Anders, düşünceleri ve yazıları az bilinen bir yazardır, Gunther Stern'in (1902-1992) takma adıdır, akademik olmayan filozof, gazeteci, yazar, siyasi mülteci, savaş suçlarına karşı Russell Mahkemesi üyesidir. Walter Benjamin'in uzaktan kuzeni olan ve Bertold Brecht'in desteğini alan Arendt, 1929-1937 yılları arasında Hannah Arendt ile evlendi. Anti-faşist bir militandı, atom silahlarına karşı harekette aktif rol aldı. 1962 yılında "Hiroşima pilotu" Claude Eatherly ile yazışmalarını yayımladı. ---- Anders'in metafizik ile nihilizmi birbirinden ayırmak ve kapitalizm ile teknolojinin etkilerinin anlaşılmasında tarihi yeniden canlandırmak amacıyla geliştirdiği tutarsızlık felsefesi, "Biz, Eichmann'ın Çocukları" adlı eserde yer alan, Nazi Almanyası'nın üst düzey yetkilisinin oğlu Klaus Eichmann'a hitaben yazılmış iki açık mektubun temelini oluşturmaktadır. İlki, Hannah Arendt'in en bilinen eserlerinden birinin (Kötülüğün Sıradanlığı: Eichmann Kudüs'te, Feltrinelli, Milano, 1997) konusu olacak olan Nazi suçlusunun İsrail'de yargılanmasından birkaç yıl sonra, 1964'ten. "Kayıtsızlığa Karşı" başlıklı ikinci mektup ise yirmi beş yıl sonra yazılmıştır. Anders bu mektubuyla Alman tarih yazımı polemiğine müdahale ediyor ve Yahudilerin imhasını, Stalinist rejimin Sovyetler Birliği'nde gerçekleştirdiği katliamlara bir tür yanıt olarak sunma eğiliminde olan tarih revizyonizminin ortaya attığı akla yatkın olmayan tezlere tepki gösteriyor.
Anders'in analizi derin; bize geçen yüzyılın felaketlerini anlatırken sunduğu okuma, modernitedeki insanlık durumu üzerine düşünmemizi sağlıyor. Eserde sadece Adolf Eichmann'ın şahsına değil, aynı zamanda binlerce Eichmann hizmetkarına ve milyonlarca Eichmann pasifine odaklanılmıştır; Bu insanlar bilmek istemediler ve insanlığın kurumsal ve endüstriyel yıkımına yönelik bu korkunç sürecin gerçekleşmesine izin verdiler.
Anders, Nazi imha makinesinin çarkları olan herkesin davranışlarına ilham veren şeyi adlandırmak için, doğrudan Nazi "Fuhrerprinzip"ini anımsatan "Eichmann ilkesi" ifadesini kullanır; işlerini aldıkları emirlerle ve hizmete olan sadakatleriyle haklı çıkarıyorlar. Anders bu şekilde Eichmanncı kayıtsızlığın kökenlerine inmeyi, bürokratik mekanizmanın sonuçlarını analiz ederek Eichmann'ın nasıl bir canavar olduğunu değil, Eichmann ve benzerlerinin günümüz dünyasının kaçınılmaz ürünü olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır.
Anders daha sonra "kıyamete karşı körlüğümüzün" kökenini, yani bireylerin temsil kapasitesinin ötesinde olanı anlama konusundaki yetersiz insan kapasitesini, insanlığın kendini yok etme olasılığına ulaşmasını analiz ediyor. Milyonlarca insanın yok edilmesinin korkunçluğu karşısında, temsil kapasitemiz doğamız gereği sınırlı olduğundan, "duygusal olarak cahil" hale geliyoruz. Bu olayları anlamak için, ulaşılan maddi üretim kapasitesiyle temsil kapasitemiz arasında, yapabildiklerimizle imgeleyebildiklerimiz arasında bir uçurum oluştuğunu varsayıyor. Bu genel varsayım, Anders'e, Eichmann gibi suçlu bürokratların, katıldıkları korkunçlukları örtbas etmek ve sorumluluktan kurtarmak için kullandıkları kayıtsızlık ve acizliğe karşı güçlü bir muhalefet dayatıyor.
Anders'in düşüncesi, Auschwitz'den sorumlu Devlet ile modern dünyanın evriminin sonuçlanacağı, insanın makineler için bir parça veya hammaddeden başka bir şey olmayacağı bir toplumsal modelin yaratılacağı gelecekteki teknik-totaliter bir Devlet arasında bir paralellik varsayımıyla devam ediyor.
Buna karşılık, "Üçüncü Reich" tekrarlanamayan bir bölüm olma özelliğini yitiriyor, çünkü hepimiz, işbölümü ve üretim süreçlerinin aşırılığı nedeniyle kişisel sorumluluk fikrinin giderek azaldığı ve "Eichmann ilkesinin" gezegenin en gelişmiş ülkelerinde bile yaygınlaştığı bir dönemin çocuklarıyız.
Nazi sistemini bir "mega-makine" modeline dahil etmek, onu önemsizleştirmek gibi görünebilir; ancak Anders, 1980'lerden bu yana "revizyonist" tarihçilerin, ya Auschwitz olayının tekilliğine veya tekrarlanamaz benzersizliğine odaklanarak, ya da "Felaketi" giderek uzaklaşan geçmiş bir döneme, her geçen gün daha da uzaklaşan ve günümüzden farklı görünen ve nihayetinde insanlık tarihinde tekrarlanamayacak bir döneme yerleştirerek Nazi imha sürecini sorgulamaya yönelik girişimlerini bu temelden hareketle kınamaktadır.
Ancak Anders için "Canavar" hâlâ karşımızda, her daim açık bir olasılık olarak duruyor; "Terör" bizi insanlık durumunun temelinde yatan saygı, acıma ve sorumluluk duygularından mahrum bırakıyor.
1960'lardaki nükleer silahlanma yarışı örneği, "Felaketin" yalnızca siyasi totalitarizmin geri dönüşünden değil, aynı zamanda katılmayı reddeden herkese şüpheyle bakan "makinenin bin yıllık imparatorluğunun" kurulmasından da kaynaklandığının bir başka işaretiydi.
Anders'in tezleri, analizleri ve kitle toplumu ile moderniteye ilişkin yorumları birçok soruyu açık bırakıyor. "Auschwitz olayı"nın çağdaş dünya açısından derin bir tarihsel duraklama olarak ele alınması ve "Eichmann ilkesi"nin belirlenmesi, "Terör"ü sürdürmekten sorumlu bürokratik yapılardaki sorumlulukları maskeleme mekanizmalarının okunmasında bu ilkenin geçerliliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Bizi belirsiz, askıda kalmış bir insanlık kaderinin karşısına koyan bir karamsarlık ve tarihsel bir huzursuzluk.
BİBLİYOGRAFYA:
Miguel Chueca, "Nous fils d'Eichmann" incelemesi, Alternative Libertaire, sayı 81, Paris, Aralık 1999; Gunther Anders, İnsan eskimiştir. Cilt. 1 İkinci sanayi devrimi çağında ruha dair düşünceler, Bollati Boringhieri, Torino, 2010;
Gunther Anders,    Biz Eichmann'ın Çocukları, Giuntina,    Floransa, 1995; Gunther Anders, Hades'e İniş. Auschwitz ve Breslau, 1966, Bollati Boringhieri, Torino, 2008; Enzo Traverso, Totalitarizm: Bir kavramın tarihi ve çıkmazları, "I viaggi di Erodoto", n. 38-39, Haziran-Kasım, 1999, Bruno Mondadori, Milan, s. 17-31.
------------------------------------------------------
Emek tarihinin en sıra dışı ajitatörlerinden birine saygı duruşunda bulunmak amacıyla Albert Parsons'ın otobiyografisini yayınlıyoruz.
1886-1887 yıllarında yargılanan ve sekiz saatlik iş günü için ajitatörlük yapmaları ve militan anarşistler olmaları nedeniyle Kasım 1887'de idam edilen beş Chicago anarşistinden biriydi. "Özgürlükler ülkesinde" gerçekleşen bu sahte dava, dünya işçi tarihinin en utanç verici olaylarından biri olup, dünya çapında 1 Mayıs anmalarına yol açmıştır. Bu günün seçilmesinin nedeni, Chicago Şehitleri'nin "yasal linç" ile sonuçlanan baskının, 1 Mayıs 1886'daki 8. iş günü genel grevinin ardından başlamasıydı.

Sorularınız için: ilcantiere@autistici.org
Katkı maliyeti nakliye dahil 8 EUR'dur

http://alternativalibertaria.fdca.it/
________________________________________
A - I n f o s Anartistlerce Hazirlanan, anartistlere yonelik,
anartistlerle ilgili cok-dilli haber servisi
Send news reports to A-infos-tr mailing list
A-infos-tr@ainfos.ca
Subscribe/Unsubscribe https://ainfos.ca/mailman/listinfo/a-infos-tr
Archive http://ainfos.ca/tr
A-Infos Information Center